KAMYONCULUK HÜKÜMETE İNAT YAŞIYOR…
KAMYONCULUK HÜKÜMETE İNAT YAŞIYOR…
Kimi zaman bir televizyonun lastik reklamında, kimi zaman ise bir filmin içinde ya da hayatımızın en fark edilmeyen yerlerinde yaşadığımız hayatın en ağır yüklerini taşırlar. Ülkemizin karayollarında özlü sözlerini en fazla okuduğumuz araçlarının 10 metrekaresine evlerini, şoför koltuğuna yaşamlarını sığdırırlar. En zorlu hayat koşullarına göre kimi zaman sebze kimi zaman en ağır makineleri ya da ülkemize her yıl milyar dolara yakın döviz girdisi sağlayan fındığımızı bir ilden bir ile ya da bir ülkeden başka bir ülkeye kamyonlarının sırtında taşırlar. Kamyoncularımızdır onlar.
Meslekleri bazen babadan oğula geçer. Hayatları bu uzun yollarda sürer geçer. Hiçbir zaman sıkıntılarını, dertlerini anlatamazlar, konuşmazlar çünkü onlar koşulsuz severler bu ülkeyi ve ülke insanını.
Çocukken yolculuklarımda büyüklerim anlatırdı: Aslanım, eğer yemeğin en güzelini yemek istersen bir seyahatinde gördüğün en kalabalık kamyon şoförlerinin olduğu yerde dur. Çünkü onların hayatı bu yollarda senin yaşın kadardır. En iyi yeri onlar bilirler. Gerçekten de öyle, birçok kez yaşadığım şeyler bunlar.
Son dönemlerde kamyoncu dostlarımın sorunları her geçen gün çoğalmakta, şikayetleri artmakta. Bana da bugün onlar için bir iki satır yazmak düştü gönül borcu olarak.
Bakınız, karayolu taşımacılığı sektörü, 1970’li yıllardan itibaren hızla gelişme göstermiş ve bugün Türkiye’yi Avrupa’nın en fazla kamyon ve tır sayısına sahip olan ülke konumuna getirmiştir. Bugün Türkiye genelinde kamyon sayımız 750 bin rakamlarını aşmışken, ülkemizde yurtiçi eşya taşımacılığının yüzde 92’si karayolu ile gerçekleşmektedir. Ama gelin görün ki, nakliyecilik sektörü en kötü dönemini bu dönemde yaşamaya başlamış, günümüzde hemen hemen her sektörde yaşanan ekonomik sıkıntılar, yoksulluk ve işsizlik artarak hat safhaya ulaşmıştır. Bu olumsuz gelişmelerden en fazla etkilenen kesimlerden biri de kamyoncu esnafı olmuştur. Mazot parasına taşıma yapıyorlar.
Nakliye sektörü kazanç açısından en sıkıntılı dönemini yaşamaktadır. Maliyet girdileri ve akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinden büyük sıkıntı çeken nakliyeciler bunun yanında iş yokluğu da yaşamaktadırlar. Yurt içi ve yurt dışı karayolu taşımacılığı yapan firmalarımız bile yüksek girdi fiyatları ve akaryakıt fiyatları ile baş edemez durumda iken, bireysel kamyonculuk ise bitme noktasındadır.
Nakliyeci-kamyoncu esnafı yıkıcı bir rekabet ortamında çoğu kez düşük ücretle hatta mazot parasına taşıma yapmak zorunda kalmaktadır. Mazot fiyatlarındaki büyük artışlar, nakliye fiyatına bile yansıtılamamaktadır.
Zaten, çok ağır bürokrasi ve maliyetlerle boğuşan sektörde, denetimsizlik de haksız rekabet yaratmaktadır. Yabancıların sektördeki ağırlığı ve sanayicilerimizin de tercih yaparken, yerli firmaları seçme konusunda titiz davranmamaları yakında yüklerini taşıyacak uluslararası taşımacı bulamamaları sonucunu doğurabilir.
Bu gidişle, fındıkta olduğu gibi nakliye sektörünü de yabancı tekellere terk etmek zorunda kalabileceğimiz düşünülürse, başta ihracatçılarımız ve sanayicilerimiz bugünden doğru tercihler yapmak durumundadırlar. Bütün bu sorunları hangi siyasi iktidar olursa olsun en kısa zamanda çözmesi şarttır. Çünkü nakliyecilerimiz, ülke olarak en ağır yüklerimizi bir ülkeden bir ülkeye büyük sıkıntılar içinde taşıyanlardır.
Nakliyeci dostlarıma selam olsun

