PERŞEMBE KIŞLAÖNÜ LİMANI…
İlçe merkezindedir. Çok güzel bir manzarası vardır. Hele deniz tarafından seyri bir başkadır. Perşembe kıyılarının panoramik manzaralarını görmek mümkün.
Perşembe, Vona adı ile eski bir Yunan kolonisi olarak kurulmuştur. Uzun zaman Roma ve Bizans hakimiyetinde kalmıştır. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon Rum Pontus İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmasından sonra Vona Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine girmiştir. 1945 yılında ise ilçe olmuştur. Karadeniz’in en önemli balıkçılık merkezlerinden birisi konumundadır.
Yason Burnu, MÖ. 1000 yıllarda dünyada ilk kez denizde kültür balıkçılığının yapıldığı yerdir. Halen Kışlaönü ile Çeşmeönü arasında denizde kültür balıkçılığı yapılmaktadır. Kışlaönü Ordu’nun turizm konusunda kartpostallara ve birçok Yeşilçam filmine konu olan bir yeridir. Şimdilerde ise yöre halkı çevre kirliliği ve yetkililerin duyarsızlığıyla baş başa. Yaz aylarında bu sorunun daha da arttığını, hatta pirelerin etrafı bastığını, kendi ceplerinden aldıkları ilaçlarla ancak mücadele ettiklerini söylüyorlar. Nüfuslu insanlarla kendilerinin kayırıldığını iddia ediyorlar.
Yöre halkı, liman içinin kirliliğinin önüne geçmek için topladığı 150 imzayı ilgili yerlere iletmelerine rağmen kimsenin kendilerini arayıp sormadığından yakınıyor. Limanda balıkçıların kullanabilecekleri bir sosyal alanın olmadığını ve limanın dörtte üçünün kültür balıkçıları tarafından işgal edildiğini de ifade ediyorlar. Kültür balıkçılığı 1992 yılında gelmiş. Kafesler arttıkça liman da kirlenmeye başlamış. Sadece onlar mı? Limana kayıtlı sıra balıkçıları da kirliliğe ilave olmuş. Bu sorunlar yaşanırken yetkililer gözlerini kapatmışlar. Nasıl mı? Bakınız!
Her cuma namaza Kışlaönü Limanı’nın camisine gelen sayın kaymakam bile konudan bihaber sanırım. Vatandaşlar, “Bir gün olsun sorunlarımızı bir yetkili dinlemedi” diyor. Daha ilginç olanı, buradaki sorun, seçimlerden önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’i bile kızdırmış. Oradaki kirlilik ve sorumsuzluk karşısında yöre halkının topladığı imzalardan da bir sonuç çıkmamış.
Kültür balıkçılığının olduğu yerlerde bildiğimiz kadarıyla av ağları için arıtma tesisleri olmalıdır. Bu arada liman içinde iki adet çekek yeri var. Bu yere güzel bir projeyle bunlar yapılabilirmiş. Ama bunu yapan birileri şu ana kadar çıkmamış. Halkın faydalanabileceği, insanların bir çay içebileceği yerler oluşturulmamış ya da balıkçılar için bir sosyal bir alanlar yapılmamış. Sadece üç kahvehane varmış burada. Yöre halkı kültür balıkçılığına karşı değil. Onların karşı oldukları sadece nüfusu olanların değil vatandaşların da dertlerinin dinlenmesi, sorunların çözülmesi, sağlık, temizlik, sosyal alanlar yaratılması. Eğer olursa modern arıtmalar yapılmalı.
Liman geçmişte belediyenin elindeyken temizleniyormuş. Çıkan yasalardan sonra kooperatife geçmiş ve halen limanın dörtte üçünü kültür balıkçıları kullanıyormuş. İşin ilginç yanı da diğer balıkçıların kayıklarını bağlamaya demirleri bile yokmuş. Umarım her cuma namazdan sonra sayın kaymakam bey bu sorunları dinlemek için halka iner ve dinler.
Ayrıca her zaman Orduluların takdirini kazanmış olan sayın valimiz Orhan Düzgün de bu konuyu mutlaka ele alacak ve çözecektir. Yoksa dünyada 25 ülkeden 160 il ve ilçenin almaya hak kazandığı “sakin şehir” (Cittaslow) ve dünyada 161. sakin şehre bunların yakışmadığı ortadadır.
http://www.karadenizgazete.com.tr/?menu=3.3.0.0&Kyid=1321

